Bu yazı spoilerın danişkasıdır; ona göre!
(ama çok şanslısınız ki bu bir film eleştirisi değildir J)
Tony Stone’u tanımam etmem ama genç bir yönetmen olduğu için ilk filmi Severed Ways: The Norse Discovery of America’yı destekliyorum; destekliyorum ki başka gençler cesaret bulsun, heves etsinler film yapsınlar; lakin, Tony’ninki biraz özensiz bir iş olmuş. Söz konusu film konusunu 11.yy’da Vikinglerin Amerika kıtasına yaptıkları keşif yolculuklarından ve bu keşif yolculuklarında Kuzey Amerika Yerlileriyle giriştikleri savaşlardan alıyor. Savaşlardan biri sonucu Vikingler, Amerika’yı terk ederler ve öldüklerini düşündükleri iki Viking kardeşlerini geride bırakırlar. İşte sarı kafalısı Tony olan bu iki Viking savaşçımız, bilmedikleri topraklarda Skrealing* adını verdikleri yerlilere bulaşmadan evlerinin yolunu bulmaya çalışırlar, ama zor o iş.
Tony’yi tanımadığımı söyledim. Tamamen Auf der Maur ile ilgili bir şeyler okurken gözüme ilişti ismi ve olayın üstüne gitmemizle beraber filmini 2 hafta önce izledik. Ancak, bahsetmek için bu zamana vakit bulabildik, üzgünüm Tony.
Fakat üzülen sen olacaksın Tony Stone! Sen misin 2 Cermen müziği dayar bu işi bitiririm diyen, işte yanıldınız Bay Tony. Popol Vuh bile kurtaramadı sizi; çünkü filminizin derinliğini hissedemedim; öyle romantize edilmiş Viking imgesini gözümüze sokmakla olmuyor bu işler. Sağlam kaynaklara dayalı bir metni filme çekmeni dilerdim. İşte öfkemin ürünleri:
Varan 1: O kafa sallama numaran çok saçma. Ağaçtan düşeceksin diye çok bekledim ama düşmedim. Çok güldüm ama kafa sallayan birisine bu kadar güldüğümü hatırlamam. 11.yy’da headbang yapan Viking numarasını yemedim. –verdim gazı burzummmmm!
Varan 2: Dönemi ve Vikingleri yeterince araştırmadığın izlenimindeyim. Neyse ki çekimler fena değil. Doğa güzel falan da Kuzey Amerika ormanlarını da görmüş olduk bu vesileyle.
Varan 3: Tavuk linç etme sahnelerini gören PETA üyeleri şimdi nerede? (hail, hail, squealer!)
Varan 4: İnsanların boşaltım sistemine dair yeterince fikrimiz var. Sandın ki beyaz popona vurulacağız, ama hayır! Bir Viking’in her sabah büyük abdestini yaptığı ayrıntısını beyaz perdeye taşıyarak doğal olanı yansıttığını, hiçbir yönetmenin aklına gelmeyeni/cesaret edemediğini ortaya koyduğunu düşünebilirsin. Seni küçük ukala! Her sabah tuvalete çıkan Viking’in uyukladığı o ormana ne yaban domuzları, ne boz ayılar inmiştir, ama neredeler? Göremedik? Onları da çekseydin.
Varan 5: Biz de Viking filmi diye Pagan ruhu hissedeceğiz sanmıştık, puh!
Varan 6: Teşekkürlerimiz koskoca ormanda gözler önüne serdiğin bir adet örümcek, bir adet turuncu-pembe karışımı kertenkele/kurbağa kırması sürüngen ve avladığın balıklar için. 11.yy’da, bugünün asfaltla kirlenmiş sokaklarında elektrik yok, telefon yok, internet yok; onu bırak başını sokacak bir ev yok ama koca ormanda bizi tehdit eden hiçbir halt da yok! Zaten her yer ot, ye gitsin; balıklar da sebil, boyutları bacak kadar; bu iki terk edilmiş Viking’in daha sağlıklı ve mutlu bir hayatı olamazdı J
Varan 7: Ben anlamam, çünkü İsveççe bilmem ama bilenler demişler ki o çeviriler yanlış. Eski İsveççe konuşmaların İngilizce çevirilerini yanlış bulmuşlar. Zaten koca filmde topu topu 10 cümle İsveççe kullanıldı, onu da yüzüne gözüne bulaştırdın. Bir de bu kasıtlı yapıldı, sanat olsun dedik gibi bir şeyler duydum. Git, böyle sanata başlatma!
Varan 8: Seni tutsak eden Amerikan yerlisi kadın neden ırkını seninle karıştırmak istesin ki! Bögh!
Varan 9: Seni Kuzey Avrupa sinemasına öykünüyor diyorlar; ama bu konuda da uzman olmadığımdan kısıtlı bilgimle yapabildiğim tek analiz, varoluş üzerine pek odaklanmamış olduğun. Hadi bu da benim eksikliğim olsun, anlamadım etmedim hatta aradaki din değiştirme-Hıristiyanlıkla olan mücadele sahnelerinden hayatı anlamlandırma çabalarına dair hiçbir şey anlamadım ama Sayın Stone, o ormandaki kiliseyi yaktın ya, kilise yakan metalci postuna bürünmekten çok keyif aldın dimi? Seni Varg Vikernes özentisi seniii!!!
Varan 10: Çekimler başarılı, kılık-kıyafet/tasarım inandırıcı -ama 11.yy’da böyle miydi ortam, çok bilgi sahibi değilim; hikâyenin çıkış noktası kayda değer bir ayrıntı ama anlatım zayıf. Belgesel niteliği yetersiz; Vikingler ve Kuzey Amerika keşiflerine dair alternatif olabilir ama konuyla ilgili eksiği çok olan bir film ve beklentimin altındaydı. Yalnız şu dikkatimi çekti, film müzikleri genel anlamda filmin atmosferiyle uyumlu. Aslında filmin konusu daha derin işlense, müziklerle nefes kesici bir yolculuğa çıkabilirdik.
Ve biterken…
Melissa Auf der Maur ile ilgisine gelirsek, kendisinin teşekkür listesinde adı geçiyor. O da çok meraklıdır eş-dost-arkadaş bir şey yapsın da el atalım, destek verelim. İnternette bir şarkısını verdiği yazıyor ama albümlerinde yer alanlardan biri olmadığı için hangisi tanıyamadım. Neyse, Popol Vuh ilaç gibi geldi, Melissa’yı daha aramam.
* Skrealing: Grönland’da yaşayan Vikinglerin Grönland’da yaşayan Thule halkına verdikleri isim. Buradaki Vikingler, Vinland olarak adlandırdıkları bölgede Kuzey Amerika kıtasına yaptıkları keşiflerde karşılaştıkları yerel halkları da bu isimle tanımlamışlardır. (Wikipedia)
kafasını sallarken ben de kahkahayı patlattım. çok komik :))
YanıtlaSil